Çekinceler

Şirketler Halka Açık Kurumlar İçin Vergi Teşviği Bulunmadığını Belirtiyor

Evet, mevcut durumda halka açık şirketlere yönelik herhangi bir vergi teşviği bulunmamaktadır. Ancak, 2 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Yüksek Planlama Kurulu'nun İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı'nın 11. maddesi, sermaye piyasasına yeni şirketlerin katılımını teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapılacağını belirtmektedir. Bu doğrultuda, vergi teşvikleri dahil olmak üzere gerekli adımların atılacağı ifade edilmiştir. İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi haline gelmesi, hem ekonomik büyümeyi destekleyecek hem de sermaye arzını artırarak yeni halka arzların önünü açacaktır. Gelecekte yapılacak düzenlemelerde, yalnızca ilk kez halka arz gerçekleştiren şirketler değil, tüm halka açık şirketlerin teşviklerden yararlanması beklenmektedir.


Şirketler Yönetim Kontrolünü Kaybetmekten Endişe Ediyor

Bu endişeye gerek yoktur. Sermaye piyasası mevzuatı, şirketlerin yönetim kontrolünü koruyabilecek düzenlemelere olanak tanımaktadır. Örneğin, farklı pay grupları oluşturarak şirketler bu konuda avantaj sağlayabilir. Ayrıca, yeni Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde, şirketler ana sözleşmelerine uygun değişiklikler yaparak halka arz öncesinde yönetim kontrolünü güvence altına alabilirler. Türkiye'deki sermaye piyasalarında diğer gelişmiş ülkelerdeki gibi şirket ele geçirme operasyonları neredeyse hiç görülmemiştir. Yatırımcılar, genellikle yatırımlarından sermaye kazancı elde etmeyi amaçlamaktadırlar.


Bağımsız Denetim Yükümlülüğünün Maliyet Yaratacağı Düşünülüyor

Bu konuda şirketlerin kısmen haklı oldukları söylenebilir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bağımsız denetim zorunluluğu geniş bir kapsama ulaşmıştır. Dolayısıyla, bu yükümlülük yasal bir gereklilik haline gelmiştir. Ancak, bağımsız denetim yalnızca bir maliyet unsuru olarak görülmemelidir. Şirketlerde şeffaflık, disiplin ve otokontrol sağlayarak kurumsallaşmayı hızlandıran bu uygulama, şirketlerin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunmaktadır. Bağımsız denetimden geçmiş mali tablolar, şirketin itibarı ve güvenilirliği açısından da büyük avantaj sağlar.


Kamuyu Aydınlatmanın Rekabet Gücünü Olumsuz Etkileyeceği Endişesi Var

Bu konuda da endişe edilmesine gerek yoktur. Kamuyu aydınlatma düzenlemeleri, ticari sırların korunması ve açıklamaların ertelenmesine yönelik esneklikler içermektedir. Ayrıca, kamuyu aydınlatma, şirketlerin bilinirliklerini artırmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Yapılan açıklamalar, basın ve medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşabilir ve şirketlerin görünürlüğünü artırabilir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile tüm şirketlerin web sitesi açması ve burada mali tablolar gibi bilgileri paylaşması zorunlu hale gelmiştir. Bu da kamuyu aydınlatmanın bir parçasıdır.


Halka Açılmanın Maliyetlerinin Yüksek Olduğu Düşünülüyor

Halka arz sürecinin belli bir maliyeti olduğu doğru olmakla birlikte, bu maliyetler genellikle bir kez yapılır ve uzun vadede şirketlere sağladığı faydalar göz önüne alındığında oldukça makul bir düzeydedir. Halka açılma maliyetleri genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:

  1. Aracı Kuruluş Ücretleri: Halka arz büyüklüğüne ve hizmet kapsamına bağlı olarak aracı kurumlara ödenir.
  2. Sermaye Piyasası Kurulu Ücretleri: İhraç edilecek payların değerine göre binde 2 oranında kayıt ücreti ödenir.
  3. Borsa İstanbul Ücretleri: Kota alma veya pazar kayıt ücreti olarak nominal sermayenin binde biri oranında ödeme yapılır.
  4. Merkezi Kayıt Kuruluşu Ücretleri: Halka açılan şirketlerin sermaye tutarına bağlı olarak üyelik giriş aidatı ödemesi gerekir.
  5. Diğer Maliyetler: Bağımsız denetim ücretleri, tanıtım ve reklam masrafları gibi giderlerdir.

Halka Arz Sürecindeki Bürokratik İşlemler Şikayet Konusu

Halka arz sırasında bazı bürokratik işlemler bulunmaktadır. Ancak bu işlemler, sermaye piyasasının düzenli işleyişini sağlamak ve yatırımcıların korunması için gereklidir. Son dönemde, bürokratik yüklerin azaltılmasına yönelik iyileştirme çalışmaları yapılmıştır ve bu konuda düzenlemeler devam etmektedir.


Sermaye Piyasalarında Fon Yetersizliği Endişesi

Bu konu yurtiçi ve yurtdışı boyutlarıyla ele alınmalıdır. Yurtiçi yatırımcıların sayısında geçmiş yıllara göre bir azalma gözlenmişse de son dönemde artış eğilimi başlamıştır. Ayrıca, bireysel yatırımcıların daha bilinçli ve profesyonel hale geldiği görülmektedir. Yurtdışında yaşanan ekonomik belirsizlikler nedeniyle bazı fon çıkışları yaşanmış olsa da Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığı, bu fonların yeniden çekilmesine olanak tanımaktadır. Nitekim, Borsa İstanbul’daki halka açık hisselerin yaklaşık %65’inin yabancı yatırımcıların elinde olması, yurtdışından gelen yatırımcı ilgisinin halen güçlü olduğunu göstermektedir.